8 Eylül 2021 Çarşamba

AĞAÇ EV SOHBETLERİ





ÖĞRETMEN OLMAK

               Yıllar ne çabuk geçiyor kuzum. Şimdi aynalara baktığımda tanıyamadığım bir yüz görüyorum, bana yabancı. Dilimde bir şiir...


ZİLLER ÇALACACAK

Zil çalacak... Sizler derslere gireceksiniz bir bir.
Zil çalacak, ziller çalacak benimçin,
Duyacağım, evlerden, kırlardan, denizlerden;
Tâ içimden birisi gidecek ardınızdan uça ese...
Ama ben, ben artık gidemeyeceğim.

Zil çalacak... Siz geminize, treninize gireceksiniz bir bir.
Zil çalacak, ziller çalacak benimçin,
Duyacağım, iskelelerden, istasyonlardan bütün;
Tâ içimden birisi koşacak ardınızdan...
Ama ben, ben artık gelemeyeceğim.

Sonra bir gün zil çalacak yine,
Hiç kimseler, kimsecikler duymayacak...
Ne sınıflar, ne iskeleler, ne istasyonlar, ne siz...
Tâ içimden birisi kalacak oralarda...
Ben gideceğim.

ZEKİ ÖMER DEFNE


                    Hatırlıyorum da bir gün bir öğrencim...  

                    Her gün, birçok öğrencim de aklımdan öyle çıkmıyordu. Bunun için kendimi zorlamıyordum. Aferin desinler diye yapmadım, teşekkür etsinler diye değil. Evlerine gidip ailelerini ziyaret ettiğimde, ihtiyaçları olduğunda yanlarında olduğumda...  Hatta vefasız olabileceklerini hep biliyordum. Genç onlar, başka hayalleri, düşünceleri var. Toprağa atılan tohum gibi unuttum yaptıklarımı. Bir ağaç olduklarında, meyve beklemedim.  

                    Her bir sınav kağıdını özenle okurken, cevaplardaki yanlışları kırmızı kalemle belirtip ya da doğrusunu yanına üşenmeden yazdıktan sonra, bazen dikkat etmeleri gerekenlere dikkat çektiğimde bile, karşılığında bir şey beklemedim. Sınav kağıtlarını dağıttım ardından, kontrol etmelerine izin verdim. Kendilerince hata bulduklarında, itiraz ettiklerinde, cezalandırmadım, tebrik ettim ki, gelecek hayatlarında kendilerine haksızlık edildiğinde ya da haksızlığa uğrandığını düşündükleri zaman, kimseden korkmadan medenice haklarını arasınlar.  Onları büyük bir sabırla ve şefkatle dinledim her zaman. İstedim ki dinlemeyi bilsinler. Saygı gösterdim ki, kendilerine ve başkalarına gereken saygıyı göstersinler.  

                    Nasihat etmekten çok, doğrusunu yaşamayı seçtim. Konuşmaktan çok yaşayan bir insan olmaları için çalıştım. İyi bir insan olmanın her şeyden daha önemli olduğunu anlattım onlara, anlayışlı oldum ki onlar da öyle olsunlar. Görevimi en iyi şekilde tamamlamaya çalıştım her gün. . Yalan söylemedim, söylemesinler istedim. Bazen benimle dalga geçerlerdi, ben de kendimle dalga geçerdim, gülerdik. Rahatça kendilerini ifade etsinler, onlar da duydukları sözlere alınganlık etmesinler diye düşündüm. Herkesin kusuru var, bilmediği birçok şey ve dışındaki her varlık kendi kadar değerli, bunu bilsinler istedim. 

                    Dünyada kapladığımız yer kadarız demek istedim. Ayrım yapmadım, adaletli davrandım ki onlar da ileride adaleti elden bırakmasınlar. Taraftarlığın futbol için bile olsa, ne kadar tehlikeli olduğuna dikkat çektim ki fanatizmin hiçbir çeşidine pirim vermesinler. Taraftarın gözü kördür, kulağı sağır, beyni yanlışa açıktır. Acımasızdır, empati yoksunudur. Bizden olan vardır onun için, diğerleri yoktur. Diğerleri ölmese bile, ölü gibi olsun istenir. Taraftarla, doğruyu bulma amaçlı tartışmak mümkün değildir. Kendi doğruları vardır, ufku dardır, farklı açılardan bakamaz olaylara. Onun için tek bir açı vardır. Nefretten ve kinden beslenir ki bu, tüm insanlık için tehlikelidir.

                      Kısacası ben iyi ve örnek bir insan modeli olmaya çalıştım onlara.  Bilgi elbet verilir, istendiğinde her şekilde zaten öğrenilir. 

                      Şimdi geçmişe ve o güzel yıllara hayalimde döndüğümde içimde buruk bir hüzün, büyük bir huzur var. Öğrencilerim benim en büyük zenginliğim. Hayatım için yapmış olduğum en doğru yatırım. Onlarla gurur duyuyorum.

                       O bunları bana anlattığında biraz hüzünle dinledim. Şimdi ben de kendim için bir şeyler yapmalıydım. Öyle bir şey olmalı ki bu, onun yaşadığı mutluluğu bana da tattıracak, küçük fakat anlamlı bir şey olsun. Benim öğretmenlik konusunda ümidim kalmadı artık. Atama yapılsın diye yıllardır bekliyorum fakat hiçbir şey değişmiyor. Hiç değilse bu hikayeyi sonsuzluğa bırakayım. Siz de benimle birlikte bu hikayeye ortak olun.


Not: Ağaç Ev Sohbetlerinin bu ayki konusu öğretmenlik olduğu için bir öğretmenin gözünden böyle bir hikaye çıktı ortaya. 

Sevgili Momentos Hikayemi Spotify'da o güzel yorumuyla seslendirmiş onu da buraya bırakmak istedim. Kendisine çok teşekkür ediyorum.

https://open.spotify.com/episode/4FHAVxSnGClNR2dOjNovcF?si=8d58a3e50a8c4f07

                    


32 yorum:

  1. Çok güzel bir paylaşımdı, ibretlik. Herkes güzel hayallerine kavuşabilir İnşallah. Ben de çocuklarla ilgili bir şiir bırakayım. https://youtu.be/M_f6An6gepA

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şiir de çok güzeldi. Yorum için teşekkürler.

      Sil
  2. Harika bir yazı. Yoksa öykü mü demeliydim? Hayatım boyunca ben de böyle bir öğretmen olmaya özen gösterdim. Keşke bu güzel ülkeyi sizin gibi ince, naif, dürüst, idealist öğretmenlerle donatabilseydik.
    Bazen KPSS (Kamu Personeli Seçme Sınavı) çıktı, her şey tepetaklak oldu diye düşünüyorum. Oysa sizin gibi öğretmen adaylarından beklediğimiz ne çok şey var. Mutlu sonla biten masalları bilseniz nasıl özlüyorum. Elimde yetki olsaydı sizi hemen bir okula atardım.
    Yürekten sevgilerimi iletiyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne kadar tatlı sözler. Hikayedeki öğretmen gerçekten böyle biriydi. Umarım öģretmenlik mesleğini hakkıyla yerine getirenler, hak ettikleri değeri görürler.
      Benim için dileklerinize ise çok teşekkür ediyorum. Çok içten bu dileklerinize ne desem bilemedim.
      Yorum için çok teşekkürler.

      Sil
  3. Öğretmen, insan yetiştiriyor. Bir ülkenin geleceğini yetiştiriyor. Çok büyük saygı duyuyorum öğretmenlerimize.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En önemli mesleklerin başinda geliyor bence de. Saygıyı işini iyi yapan tüm öğretmenler hak ediyor. Yorum için teşekkürler.

      Sil
  4. Kendi adıma, şiirden itibaren çok duygulanarak ve hissederek okudum yazınızı. Elinize sağlık. Sonsuzluğa bıraktığınız bu yazıyı seslendirip poadcast yayında duyurmak isterim ve elbette blogunuzun adını poadcaste yazarak izniniz olursa.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok sevinirim. Bu beni o kadar mutlu etti ki anlatamam. Tabii ki memnuniyetle. Yorum için teşekkürler.

      Sil
    2. Teşekkür ederim. Yayını yaptım. Burdan ulaşabilirsin. :)

      https://open.spotify.com/episode/4FHAVxSnGClNR2dOjNovcF

      Sil
    3. Harikasın çok teşekkürler.

      Sil
  5. Merhabalar.
    Sadece öğretmenlerimizin değil, tüm büyüklerimizin, küçüklerine iyi ve örnek bir insan modeli olmalarını istiyoruz. "Bilgi istendiğinde, her zaman bir şekilde öğrenilir," tespitinize de aynen katılıyorum. Zeki Ömer Defne imzalı "Ziller Çalacak" şiir de çok güzeldi. Kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim.

    Yazınızdan, öğretmenlik konusunda ümidini kaybetmiş, yıllardır atanmayı bekleyen öğretmenlerden biri olduğunuzu anladım. Ne deseniz haklısınız. Atama bekleyen idealist öğretmenlerimizin atamalarının yapılması en büyük dileğimdir. Okullarımızın öğretmen ihtiyacı varken, neden öğretmen atamalarında böyle duyarsız ve isteksiz kalınıyor, ben bu durumu anlamış değilim.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hikayeyi, öģretmenlik hayali kuran tüm öğretmen adaylarına ve övgüyü hak eden öğretmenlerimize yazdım. Tüm iyi dilekleriniz ve yorumunuz için teşekkürler.

      Sil
  6. Adaletin olmadığı, liyakatin önemsenmediği ülkemizde sizin gibi mesleğini yapmaktan alıkonan değerli öğretmenlerin göz ardı edilmesi ne kadar acı. Hikayeniz gerçekten çok anlamlı. Umarım gün gelir, hak yerini bulur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarız bu dedikleriniz gerçek olur.
      Yorum için teşekkürler.

      Sil
  7. Bir eğitimci olarak yazdıklarınıza aynen katılıyorum.
    Bizler öğrencilerimizle her daim gurur duyan bir nesiliz.
    Öyle de kalacaktır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet öyle bir nesiliz. Yorum için teşekkürler.

      Sil
  8. Çok idealistçe bir yaklaşım. Ne mutlu size... Diye düşünürken atanamadığınızı düşünüp üzüldüm. Toplum olarak son dönemlerde maruz kaldığımız zorlu şartlar düşünüldüğünde, çocuklarımızın sizin gibi düşünen idealist öğretmenlere çok ihtiyacı var. Keşke bizi yönetenler bunu bir bilse. Umarım en kısa zamanda atamanız yapılır. Sayfanızı yeni gördüm. Sizi izlemeye aldım. Ben de beklerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnstagramda takipleşiyoruz. Buradan da takibe aldım. Yorum için teşekkürler.

      Sil
  9. oyyyy sonu hüzünlü olmakla birlikte bu haftanın en iyi ağaç ev yazısı buydu, etkileyici, duygulu, nostaljik :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet sonu biraz hüzünlü oldu gerćekten de. Ağaç ev yazılarina ilk defa katıldım. İçimden geldiği gibi yazdım. Haftanın en iyisi olduğunu düşünmene çok sevindim.
      Yorum için teşekkürler.

      Sil
  10. Şu sınav kağıtlarını kontrol ve onlara itiraz etme hakkı bile o kadar önemli ki. Çok çocuk cesaret edemiyor. "öğretmen bana takarsa" konusu vardır ya bilirsiniz. Öğretmen takmasın, sessiz olayım. Öğretmen takmasın hakkımı aramayayım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazı öğretmenler, öğrenci kağıdına itiraz etmesin diye göstermezler. Hatta itiraz etmesin diye, "Ben yanlış bulursam fazla puan kırarım" diye korkuturlar. Bir sonraki sınavda da o öğrencinin kağıdındaki hatalara daha fazla puan kırarlar. Sözlü ya da performanslardan da düşük puan verirler ki bu hiç adil değildir. İsterler ki bir daha çocuk itiraz edemesin. Sistemin dayatmalarıdır bunlar.
      Bazen de sırf belli bi yüzdeyi yakalamak için olması gerekenden fazla performans verirler ki bu da adil değildir. Dengeli olmak en doğrusu.
      Biraz daha geniş bakarsak olaya, sistem, susan söz dinleyen, hak aramayan bireyler ister ve öyle yetiştirmek...
      Yorum için teşekkürler.

      Sil
  11. sen gizem seviyodun, tell me your secrets, behind your eyes, the undoing, bu diziler aklında olsun, olmazsa söylerim yine :)

    YanıtlaSil
  12. Ne guzel bir yazı olmuş, sevgili momentos da harika bir sürpriz yapmış ☺️

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler. Momentos'un seslendirmesi mükemmel.

      Sil
  13. Momentosun yorumunu da merak ettim.Az sonra açıp dinleyeceğim.Bu sıcak,samimi yazı için teşekkürler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten çok başarılı olmuş. Hikayedeki duyguyu güzel yansıtmış. Yorum için teşekkürler.

      Sil
  14. Hayal ettiğiniz şekliyle bir gün yaparsınız inşallah mesleğinizi.
    Öğretmenlikle ilgili yazıları hep keyifle, bir o kadar da hüzünle ve anlatamayacağım kadar kinle okuyorum. Tabi size ve yazınıza değil bu kin. Sebebini bilen biliyor. :((
    Şair Hasan Hüseyin Korkmazgil, bir Ahmet Kaya şarkısında ne diyordu: "Kısa çöp uzun çöpten hakkını alır elbette."

    Momentos'un 'podcast'inden yolum buraya çıktı. Bunu da belirteyim bu arada.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahmet Kaya çok haklı.
      Momentos o güzel sesiyle benimle birlikte sonsuzluğa armağan etti hikâyeyi. Yorum için çok teşekkürler

      Sil