20 Mayıs 2017 Cumartesi
SEN EN İYİSİ İŞ ARAMA
Selma birkaç aydır bir emlakçıda çalışıyor fakat ölü sezon olduğu için eline doğru düzgün bir para geçmiyordu. Ek işler yapması gerektiğini düşünüp iş aramaya başladı. Gazetedeki iş ilanlarının altını çizdi. İnternette eleman arayanlar sayfalarını karıştırdı. Not etti defterine. Sonra sırayla telefon etmeye başladı.
İlk aradığı numarada bir erkek açtı telefonu. İş aradığını günlük temizlik işlerine gidebildiğini söyledi. Karşıdaki ses, biraz durakladıktan sonra "Fotoğrafınız var mı?" diye sordu. Çalışanlarının dış görünüşüne önem verdiğini söyledi. Bu oldukça tuhaftı, çünkü alt tarafı temizlik yapıp çıkacaktı. İyi günler dileyerek kapattı.
Diğer numarayı aradığında, telefondaki ses oldukça sakin bir şekilde ve alçak sesle konuşuyordu. Adam: "Bir süre önce eşimden ayrıldığım için biraz moralim bozuk. Temizlikten sonra, benimle konuşabilir misiniz? dedi. O da "Ben psikolog değilim beyefendi. Temizlik bittikten sonra çıkarım" dedi. Adam,"İyi o zaman, iyi günler" deyip kapattı.
Bir sonraki coşkuyla açtı telefonu. Evin durumundan bahsetti önce. Yeni boya yaptırdığı için evin güzel bir temizliğe ihtiyacı olduğundan, yalnız yaşadığı ve sonuçta evde bir kadın olmadığı için de bu temizlik işinin içinden çıkamadığından bahsetti. Bizimki içinden hımm oldu bu iş, ücret de fena değil diyordu. Kapatmadan önce, "Söylemedim fakat bir arkadaşım daha var. Birlikte gelip temizliyoruz evleri. Öğleye kadar da bitiririz." Adam duraksadı. "Ben sizi ararım" dedi ve kapattı.
Diğer numarayı aradı. Telefondaki ses bu kez gayet normal tondaydı. Oldukça zengin olduğunu da araya sıkıştırarak, almak ve satmak istediği evlerden, bozdurması gereken dolarlardan bahsetti. Şu an oturduğu evin çok büyük olmadığını temizliğinin de oldukça kolay olabileceğini söyledi. Evinin satışında yardım edebileceğini de belirtti Selma. Adam yüz yüze görüşme teklifinde bulundu. Emlak alım-satımı konusunda da müşteri olabileceği düşüncesiyle kabul etti. Bir kafede buluşacaklar, şartları orada konuşacaklardı.
Vaktinden önce gitti kafeye. Bir çay söyledi. Adamı beklerken bu görüşmenin bari olumlu geçmesini umuyordu. Sokağın başında orta boylu ve göbekli bir adam belirdi. Yürümekten kan ter içinde kalmış yüzü, kıpkırmızıydı. Elindeki beyaz patiska mendiliyle alnındaki terleri siliyordu. Beyaz bir gömlek ve altına da siyah pantolon giymişti. Tahmin ettiği kişiydi ve kafede tek olarak oturan sadece kendisi olduğu için, adam direk ona doğru yönelmişti. "Selma'ydı değil mi? "dedi. Selma, ayağa kalktı "Evet benim..."
Adamın hallerinde bir telaş seziliyordu. Sanki sakladığı bir şey varmış gibi bir tedirginlik davranışlarına yansıyordu. "Şimdi elimdeki bir miktar dövizi bozdurdum"dedi adam. "Onun için geç kaldım kusura bakmayın." Söylediği rakama bakılırsa zengindi ve ev alabilecek kadar parası da vardı adamın. Maddi varlığını oldukça abartılı bir şekilde anlatmaya devam ediyordu. Selma evin yerini sordu. Adres tarifine bakılırsa bir dolmuşla gidilebilecekti. Çok uzak sayılmazdı. Haftada iki gün temizlik yeterli olacaktı. Daha sonra adam yalnız yaşadığından, yalnızlığın çok zor olduğundan bahsetti. "İnsan birine ihtiyaç duyuyor Selma hanım. Tek başına hayat hiç çekilmiyor. İş ilanını koyduğumdan beri beni onlarca kişi aradı. Bir kadın vardı dört çocuklu. İşe çok ihtiyacının olduğunu söyledi. Çocukları okuyormuş ve maddi yardım alabileceği kimsesi de yokmuş. Ne desen yapacak biri. İnsanlar çok zor durumda çook."
Selma orada biraz tırstı tabii. Niyeti neydi bu adamın? Konuyu emlak işine getirdi. Nasıl bir ev aradığını sordu. Adam sahil tarafında güzel bir ev istediğini söylüyordu. Sahil tarafındaki evler yüksek fiyatlı olmasına rağmen tercihinin o yönde olması zengin izlenimi veriyordu.
Selma; "Şu an oturduğunuz evden de bahseder misiniz? Kolay satılıp satılmayacağını öğrenmek istiyordu. Adamın anlattığına göre ev, iki oda bir salon, son kat ve yağmur yağdığında su geçiren bir tavana sahipti. Bu tip evlerin satışının kolay olmadığını aklından geçirdi.
Elinde şu an için gösterebileceği satılık evlerden bahsetti Selma. İş bu noktaya geldiğinde adam yan çizmeye başladı. O zaman ne ev satma, ne ev alma derdinde olmayan bu adamın derdinin başka olduğu ortaya çıkmıştı işte. Adamın canı sıkılmıştı ve kendisine eğlence arıyordu. Bu arada garson geldi ve ne almak istediklerini sordu. Selma bir çay daha söyledi. Adam menüyü elinde evirip çevirirken, "Ben daha sonra almak istiyorum" diyordu. Menüyü sayfa sayfa en az üç kez gözden geçirip ve garsonu çağırıp bir çay almak istiyorum dediğinde, Selma"yı bir gülme aldı. Ev, döviz satış alış... Adamın hali, söylediklerinin hepsi bir bütün olarak düşünüldüğünde, oldukça züğürt olan bu adam, kendisini zengin göstererek temizlik işi bahanesiyle kekleyecek bir kadın arıyordu.
Selma şöyle bir arkasına yaslandı. "Fuat bey" dedi. "Bazı kadınlar da var ki erkekleri fena halde dolandırıyorlar çok dikkatli olmanız lazım. Çete gibi çalışıyorlar hem de biliyor musunuz? Arkalarında bunları kollayan adamlar oluyor. Eve girip adamın kafasına bir şeyle vurup bayılttıktan sonra, tüm döviz ve altınları alıyorlar. Ev sahibine ne yapacakları da biraz insaflarına kalıyor. Siz eğer iyi bir insansanız(!) ihtiyacı olana iş verip, sadece iyilik olsun diye yanınızda çalıştırısınız. Yok başka bir şey talep ediyorsanız. Başınıza bela açan biri de sizi bulabilir unutmayın." Gitmek için ayağa kalktı. Adam da toparlandı. Biraz bozulduğu tombik suratının kızardığından ve alnındaki boncuk boncuk terlerden belliydi. Garson hesabı almak için geldiğinde, adam pantolonun arka ceplerine ve gömlek dahil, tüm ceplerine elini atıp boş çıkardıktan sonra. Pantolonundan çıkan buruşuk bir kağıt parayı ve bozuklukları avucunun içinde sayarak garsona uzattı.
Selma: "Ev alacak kadar paraya sahip olduğunuzda beni arayın, değerlendirelim" dedi. Bunları söylerken muzipçe gülüyordu. Karşısındakinin baştan sona yalandan ibaret olduğu şu kısa zaman diliminde öyle belli olmuştu ki. Zor durumdaki kadınları kullanabildiği kadar da kullanacaktı,
Bir iş bulma macerası daha kazasız belasız atlatılmıştı. oradan ayrılırken bunları mutlaka yazmalıyım diyordu .
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Nasıl bir dünyada yaşıyoruz, aklım almıyor. Çok üzülüyorum, ve aynı zamanda çok da sinirleniyorum.
YanıtlaSilKaleminize sağlık, efendim!..
Sorma her şey var dünyada. Yorum için teşekkürler.
Silvay yaaa, oluyodur di mi bunlar :)
YanıtlaSilOlmaaa mı? :))
SilYorum için teşekkürler.
SilKeşke dürüstlük denen şeyin anlamını unutmasak? Ya da birilerini kullanmaya çalışıp günü kurtarma peşinde olmasak.Çok kızıyorum çok böylelerine.Yalancının mumu yatsıya kadar.
YanıtlaSilKimisi etrafta kullanılacak birilerini arar ya. Zor durumda insan kollar. Bu insan türü de toplum içerisinde varlığını sürdürüyor işte. Yorum için teşekkürler.
SilGüldürdü beni,garip hikayeymiş insan bir tanesi bile mi düzgün çıkmaz diyor gerçekten..
YanıtlaSilBen de güldüm açıkçası. Hele o bozum olduğu zamanki hali yok mu? :) Ne yapalım ağlanacak hale gülüyoruz işte. Yorum için teşekkürler.
SilBilmediğimiz neler oluyor...? Allah iyilerle karşılaştırsın.
YanıtlaSilDünya hali işte. Amin. Yorum için teşekkürler.
SilSelma' nın askerleriyiz! :D
YanıtlaSilSelma'nın içi rahatlamış, öyle diyor:)) Yorum için teşekkürler.
SilBende korkarım hep asgari işlerden çevre hiç güvenli değil 😕
YanıtlaSilÇok doğru. Korkulmayacak gibi değil. Yorum için teşekkürler.
SilGeçmiş olsun derya hanım :)
YanıtlaSilHahaha. Sağolun. Yani şeyyy... Selma adına sağolun diyorum. Yorum için teşekkürler.
SilHz. Allah muhafaza buyursun hepimizi. Artık insanlar öyle rahat yalan söyleyebiliyorlar ki; yüzleri bile kızarmıyor. Anlasanız bile iş işten geçmiş oluyor bazen.
YanıtlaSilAmin hepimizi korusun. İnsanları iyi okumak gerekiyor. Yorum için teşekkürler.
SilMaalesef dünya böyle.. Bir kaç ay önce güzelim köşklerini emniyetten aradığını söyleyen birilerine kaptırdı arkadaşımın yakınları. İnanası gelmiyor insanın ama maalesef öyle.. Başımıza bir şey gelirse 40 kişiye danışmak lazım artık.. Kaleminize sağlık :)
YanıtlaSilYaa. Çok üzüldüm. Aslında o kadar da uyarı yapılıyor fakat ben insanların bir şekilde hipnotize edildiğini düşünüyorum. Konuşmasına izin vermeden kapatmak gerekiyor telefonu. Zaten polis telefon etmez. Yorum için teşekkürler.
SilBekar bir bayanın özelliklede evlenip boşanmıssa ne kadar zor şartlarda ve tehlikelerle çalismaya zorlandığı fikrini bir kez daha hatırlattın bana.Allah fırsatcilarsan korusun.Aminnn 😁
YanıtlaSilAslında böyle tipler için evli bekar fark etmez de. Muhtaç ya da maddi problemler ile boğuşanları öncelikli olarak hedef aldıkları kesin. Duana da amiiin diyorum. Yorum için teşekkürler.
SilHelal olsun Selma'ya...İşte budur...
YanıtlaSilSelma sana çok teşekkür ediyor. Her zaman böyle ucuz kurtulur mu bilmem. Yorum için teşekkürler.
SilBen de hem Selma'ya hem de paylaşım için sana teşekkür ediyorum :)
SilBu iş birazda devletin tutumu ile alakalı. Finlandiya'da şu ve benzeri konuşmaları yapsalar,anasından doğduğuna pişman ederler bu tipleri.
YanıtlaSilFinlandiya'da mı yaşıyorsunuz? Bizim gerçeğimiz bu ne yapalım. Bazen saf bazen uyanık olmaya çalışıyoruz. Yorum için teşekkürler.
SilMaalesef böyle şeyler ve böyle adamlar var. Neyse ki hak ettiği dersi almış.
YanıtlaSilDers almak istiyor mu bilmiyorum. Değişmesi zor böyleleri. Bu olmadı öteki demiştir:) Yorum için teşekkürler.
SilYaşanmış bir olay mıdır ki bu? Yoksa sadece bir hikaye mi? Emin olamadım...
YanıtlaSilBen de buna neden takıldığınızı anlamadım:)) Diyelim ki yaşanmış ve hikayeleştirilmiş. İş arayan bir kadının ne tür tuzaklarla karşılaştığını çok güzel anlatıyor. Diyelim ki tamamen uydurma bir hikaye. Sizce bu ülkede gerçekleşmesi kesinlikle mümkün bir olay değil mi?
SilHikayelerimin gerçekliği ile ilgili konuşmak istemiyorum. Çünkü bazen tamamen kurgu olan hikayelerin de gerçek olduğu ile ilgili düşünceler oluşsun istemiyorum. Bazen bu yaşanmış diye not düştüğüm oluyor. Fakat her hikaye için not düşmem mümkün değil sanırım.
Ama bu hikaye, bu ülkede yüzlerce kadının karşılaştığı ve ucuz kurtulduğu, -hatta en hafifinden- birebir yaşadığı, olması muhtemel hikayelerden sadece biri.
Öyleyse size soruyorum: "Yaşanmamış bir hikaye midir sizce?"
Ne kadar da dogrulari yazmissin. Tebrik ederim canim kalemine saglik.
YanıtlaSilCok teşekkürler.
SilO kadar akıcı ki, gerçekmiş gibi anlatmışsın, zaten yazarlık da bu değil mi? Kurguyu gerçekmiş kadar canlı anlatabilmek. Kalemine sağlık.
YanıtlaSilBelki birinin gerçegidir bu, ne biliyorsun?
SilÇivisi çıkmış dünyanın.. Tüyler ürpertici.. Kimseye güvenmeyeceksin diyeceğim de güvensiz de yaşanmaz..
YanıtlaSilHarika hikaye :)
Hem de nasıl çivisi çıkmış. Türkiye'de iş bulmaya çalışan bir kadının sıradan hikayesi:) Yorum için teşekkürler.
Sil