2 Mayıs 2018 Çarşamba

Eski sunucuyu böcekler canlı canlı yedi

           

             Hiçbir insan, huzurevinde uyuz böceklerinin saldırısı sonucu ölmeyi hak etmiyor. İnsan dediğin, yatağında sevdiklerinin yanında gitmeli bu dünyadan. Evlatları, eşi, sevdiği kim varsa onların bir süre sonra hasretle anacaklarını  bilerek fakat onlar ve dünya için elinden gelen ne varsa yaptığına inanarak son nefesini vermeli.

             Bu acının tarifi zor. Vücutta deriyi kazımak istercesine duyulan kaşıntı hissi. Öyle bildiğiniz kaşıntılardan değil, yolup çıkarmak istediğiniz ancak derinin içinde kendine yol açarak ilerleyen böceklere, ne ulaşabilir ne de onların işgalini durdurabilirsiniz. Gözle göremediğiniz ancak orada olduklarını malesef bildiğiniz, kimseye ispatlayamadığınız uyuz böcekleri, sizi delirtirler. Kaşıntı, her an varlıklarını unutmak istediğiniz paraziti andıran varlıkların, orada olduklarının en güzel ispatıdır oysa ki.

             Hiç kimse huzurevinde uyuz böceklerinin saldırısı sonucu ölmeyi hak etmiyor. Düşünün; bir zamanlar dünyanın en güzel insanlarından biriydi Rebecca Zeni. O da gençti. Etrafında onu sevdiğini söyleyen onlarca insan vardı. Yıllar geçti, güzelliğinden ve gençliğinden eser kalmadı. Artık onu hatırlayan kimse de yoktu etrafında. Kadın 2010'dan beri bir huzurevinde kalıyordu lakin orada, adı ile bağdaşmayan bir son bekliyordu onu. Belli ki, bakımsızlık ve tedavi edilmemek gibi oldukça rahatsız edici bir sebeple ölmüştü. Bütün bunların bilinmesine rağmen huzurevi ile ilgili hiçbir işlem yapılmadı.

             21. yüzyılda, Mars hayalleri kurduğumuz, yapay zekânın dünyayı ele geçireceğinden korktuğumuz, kendimizi bi şey zannettiğimiz, öyle ki zihinlere hükmedip yönlendirdiğimizi düşündüğümüz bir zamanda nasıl oluyor da bir insanı o yatakta böceklere teslim ediyoruz.




             Gazeteler manşet attı:

            "Eski sunucuyu böcekler canlı canlı yedi". 

            "Yaşlı kadını böcekler yedi! Böyle ölüm görülmedi."

            Bizler sadece okuduk. Dünyanın bir numaralı devleti olduğunu iddia eden Amerika ve orada yaşayanlar bunu, ünlü bir şarkıcının bilmem neredeki konseri kadar önemsemedi.

             Ey insanlık! Yine sınıfta kaldın otur yerine, benden sana sıfır.

   

19 yorum:

  1. Ne kadar acı bir son. İnsanın değeri bu olmamalı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hem de çok acı. Doğum kadar önemlidir ölüm. Yorum için çok teşekkürler.

      Sil
  2. Şok oldum. Oysaki bu huzur evinde olanlar herkesi huzursuz etmeli. Nasıl bir vahşetse Allah bir daha kimseye yaşatmasın

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okuduğum günden beri aklımdan gitmiyor. Yorum için çok teşekkürler.

      Sil
  3. ne kadar güzel bir kadınmış, kimin ne olacağı belli değil ya sonumuz hayrolsun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok güzel bir kadınmış gerçekten de. Yorum için teşekkürler.

      Sil
  4. İnsan gerçekten hayret ediyor..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayret ki ne hayret. Yorum için teşekkürler.

      Sil
  5. Gecenlerde okudum tüylerim ürpererek . Korkunc bir olay.

    YanıtlaSil
  6. Nasıl olmuş aklım almıyor. Önlem alınamamış mı, tuhafıma gitti açıkçası...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ölürken bakmışlar nasıl ölüyor diye. O derece yani. Yorum için teşekkürler.

      Sil
  7. Kiminin evveli kiminin axırı deye bir laf var bizde. Söylediğiniz gibi hiç kimse böyle bir axırı hak etmir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Axırımız (ahirimiz, sonumuz) güzel olsun:)) Yorum için teşekkürler.

      Sil
  8. Owww. dediğiniz gibi bilmem neredeki konser kadar önemsenmeyen haller. yazık ne diyeyim..
    bizim de nice emektar yeşilçam figurasyon oyuncuları sefalet içinde bu dünyadan göçtüler,
    Yadigar Ejder'i bizzat defalarca görmüşlüğüm vardır. üstü başı yırtık elbiselerle Beşiktaş'ta dolmabahçe lunaparkında kalırdı.. (30 yıldan bahsediyorum. en az)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizde de var belki dış dünyadan daha fazla var. Yorum için teşekkürler.

      Sil
  9. Amiiiin. Yorum için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  10. Merhabalar.
    ABD gibi bir ülkenin huzur evinde bakıma muhtaç bir insanın bu şekilde ölüme terk edilmesi ne ahlaka ne de vicdana sığan bir davranıştır. Bakım evlerinde görevli olarak çalışan bu insanların bu kadar merhametsiz ve duygusuz olacaklarını hiç tahayyül etmemiştim. Hani belki iterler, kakarlar ama, bakıma muhtaç insanları böyle böceklerin istilasına mazur bırakmak bir vahşettir. Orası ABD utanıp, yetkililerden hesap soracakları yerde olayı örtbas etmişlerdir. Yöremizde "Olmuş çok da duyulmuş yok" derler, ne kadar doğru bir söylem. Cenab-ı Hakk ıslah eylesin ve böylelerine merhamet vicdan versin.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her insan kendi yatağında, sevdiklerinin yanında huzur içinde ölmeyi hakediyor. Yorum için teşekkürler.

      Sil